Türk Dünyasının Hekimi Ayşe Filiz Yavuz
Gezmek, yeni yerler görmek, değişik bölgelerde yaşayan insanlarla tanışmak, sonradan kazanılan bir alışkanlık mı yoksa yaratılıştan gelen bir özellik mi?
Gezmek, yeni yerler görmek, değişik bölgelerde yaşayan insanlarla tanışmak, sonradan kazanılan bir alışkanlık mı yoksa yaratılıştan gelen bir özellik mi?
Altı Garliyev, Türkmen kimdir sorusunun, en belirgin cevabıdır. Onun duruşu ve tavrı Türkmenlerin ruh yapıları hakkında çok önemli ipuçları verir.
Bir çay içiminde Türkmenistan, yalnızca Türkmenistan’ı değil, büyük Turan Yurdunu anlatan, sorunları ortaya koyup, gerçekçi çözümler sunan bir kitap.
Para kazanmayı asla kendime amaç edinmedim. Sadece hedefine ulaşan, eserlerinin başarısı ile anılan büyük bir ressam olmak istediğim için resim yapıyorum.
Deniz resimleri yapmak, renkleri ve ışıkları sürekli hareket hareket halinde olan değişimi yakalamak, sonsuzluğu ve derinliği yansıtmaktır. Bu optik değişimin etkilerini seviyorum.
Maraş milletvekili olarak TBMM'de üç buçuk yıl görev alan Ahmet Hamdi Tanpınar, seçimler nedeniyle 1943 yılı Şubat ayında yaptığı Maraş gezisi sırasında, kurtuluş şenliklerini yaşayan kent ve kentlileri konu edinen Maraş'ın ve Maraşlıların Bayramı başlığını taşıyan yazısını kaleme alır. Türk yazınının görkemli yapıtı Beş Şehir anlatımlarına
Aydın bakışıyla Türk Sinemasına özgün yapıtlar armağan eden Metin Erksan, sıradan öykülere getirdiği sıradışı yorumlarla belki de dönemi geçtiğinde yitip gidecek pek çok öyküyü yaşamın içerisinde tutmaya da destek oldu.
Bir Çay İçiminde Türkmenistan, Türkiye’den gidip de bir Türkistan şehrinde belirli süre bulunan aydınlarımızdan okuduğum önemli kitaplardan biri.
Yazar, şair, çevirmen Mukay Elebayev, 1906’de Issık-Göl bölgesindeki Çon-Taş köyünde dünyaya gelmiştir. Çon-Taş Cengiz Aytmatov'un da doğduğu yerdir.
Büyük şairimiz Nedim’in şu soylu övünmesi hepimizin kulağına altın küpe olmalı: “Ma’lumdur benim sühanım mahlas istemez.”
Genç yaşında, Aras çayında, çözülemeyen şüpheli bir ölümle aramızdan ayrılan Behrengi, kısacık ömrüne pek çok yapıt sığdıran, Tebrizli bir aydın.
Birinci Dünya Savaşında Rusya için savaşan kuzey Türk’ü bir subayın, Demir Ali’nin izleğinde, Türk yurtlarının ve Türklerin içinde bulundukları durum anlatılıyor.
Anlaşılıyor ki, ya kitabın yazıldığı yıllarda Türkçeyle kavga henüz başlamamış, ya da yazar bu kavgaya itibar etmeden bildiği, duyduğu, konuştuğu Türkçeyi tercih etmiş.
Büyüklere olduğu kadar küçük okuyuculara yönelik yapıtları olan Davut Gaffarzadegan, İran'ın Türk kenti Erdebil doğumlu.
6 Ekim 1948 gecesi, saatlerin tam biri on iki geçerken durmasına yol açan ve merkezi bu günkü Aşkabat’ın 25 km güney doğusu olan deprem, 130.000 nüfuslu şehirde, sadece 20.000 kişiyi sağ bırakır.