Preloader image
İÇİNDEKİLER

EDE YAYINLARI

Kar Yağıyor gurbetimin dağlarına

Kar Yağıyor Gurbetimin Dağlarına, Üşüyorum…

Asya benim mektup arkadaşımdı. Mektup arkadaşım, mahkûm arkadaşım Asya ile tanışmama vesile olan, bir gazetenin arka sayfalarına düşülen küçük bir ilandı. Yolladığım kitapların birine, “Bu kitabın ulaştığı kişi, artık arkadaşız” yazmıştım. Adresimi de eklemiştim.

çiğdem çiçeği

Çiğdem Geldi Yapıya Yağ Çıkarın Kapıya

O devirlerde yıldızlar, insanlara yönünü gösterir; kuşlar, çiçekler baharın gelişini muştularmış. Çiğdem, bu haberci çiçeklerin ilkiymiş. Güneşle buluşacağı vakte kadar, yerin bir karış altında, küçücük bohçasının içinde sabırla yaşar; soğuk topraklara bahar geldiğinde coşkuyla yeryüzüne çıkarmış.

Kür Çayı Oldu Kura Nehri

Kitaplar, mezar taşları veya mabetler gibi tarihe düşen izlerdir. Zaman ve beşerî hafıza kolay kolay yanılmaz ve yanlışları affetmez. Yazar, kaleminin hakkını, doğruyu yazarak ve okuyucunun aklıyla alay etmeden vermelidir.

refik halit karay

Gurbet Hikâyeleri

Kahyam, pos bıyıkları bu sefer memnunlu­ğundan kabararak şöyle dedi: "Roman fena bitmedi, beyim! Yeraltından hayır gelmedi ama yeryüzünün keyfini süreceğe benziyorsun."

farklı bir lider Türkmenbaşı

Farklı Bir Lider: Türkmenbaşı

Osman Mahdum, yedi yıl boyunca gazeteci olarak izlediği Türkmenbaşı’nın, Türkiye’de doğru tanınması gerektiğine inanmış. Ülkesi Türkmenistan ve Türkiye için yaptığı hizmetlerin içtenliğinin kavranması için Türkmenbaşı hakkında uydurulanların yerine, doğrusunun ne olduğunu anlatmış.

Bize Uzaylı Geldi Dedim İnanmadınız

Her şeyi atarabacı Hüseyin başlattı… Televizyon denen sihirli kutu o günlerde pahalı ve lüks bir eşyaydı. Bizim at arabacı Hüseyin’in evinde bu sihirli kutudan yoktu. Garibim Hüseyin neyle alsın, nasıl alsın? Altına serecek çulu, üstüne atacak yorganı yoktu. Çocuk kısmı yoktan anlamaz, Hüseyin’in çocukları da anlamıyordu.