Seven Bir Çingene Öyküsü
Günler, kuvvetli bir rüzgarın sürüklediği beyaz bulut kümecikleri gibi birbiri arkasına geçip gidiyorlardı. Ve biz, bunların sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını seziyorduk.
Günler, kuvvetli bir rüzgarın sürüklediği beyaz bulut kümecikleri gibi birbiri arkasına geçip gidiyorlardı. Ve biz, bunların sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını seziyorduk.
Her ferdi hatta her cemaati hoşlandığı yem ile avlarlar. Keyfiyet, böyle oltalara tutulmayacak kadar insanlığımızı terbiye edebilmektedir.
Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz. Beş Şehir işte bu hesaplaşma ihtiyacının doğurduğu bir konuşmadır.
Dedelerimiz “Korsan” kelimesini deniz haydudu değil, denizci, gemici kaptan manasına alyor ve kullanıyorlardı. Bu sebepten ben de kitabıma “Türk Korsanları” demeğe mecbur kaldım.
Bugünün ergeç gelip çatacağını, her çalışkan insan gibi bir gün kendinin de çürüklüğe atılacağını biliyordu. Fakat o, bugünleri büsbütün başka türlü düşünmüştü.
Soy akınları Suriye, Filistin ve Mısır kumsallarına varınca Akdeniz’e kanatlanamıyorlardı. Çünkü orada Adalar Denizi’nin Adaları yoktu.
Yüzüme baktı baktı ve bir garip tebessüm ile bana dedi ki: “Oğlum senin medhettiğin kadar mükemmel bir adamı çeşm-i cihan görmemiş olduğunu dava etsem haksız çıkmam. Zira insanoğlu bu kadar mükemmel değildir. Olamaz."
Kutadgu Bilig, devleti yönetenlerde bulunması gereken nitelikleri birey, toplum, devlet ilişkilerinin nasıl düzenleneceğini öyküleyerek aktarır. Eski Türk geleneğinin toplumsal değerlerine uygun olarak iyiliği, erdemi ve akılcı öğütlerken insan yaşamının anlamı ve insanın toplumsal sorumlulukları üzerinde de durur.
Kardaşım daha ziyade ihtiyarlar ve pek çok ağlar. Kadınım, artık ocağın başında geceleri yalnız kalmıştır. Benim koltuğum boştur. Oraya benden sonra Mehmet oturacaktır. Her gün çocuklar onun etrafına toplanacak, onun parmağını ısıracaklardır.
Halkın sorunlarını giderici bakışıyla, yaşanan aksaklıkları, olması gerekenleri, halktan kopmadan aktaran Sadri Ertem, yol gösterici, aydınlatıcı yazılarıyla yurdu ve yurttaşı için çaba gösteren bir yazar.
Vay ne masallar, ne masallar var orada; makas kesmedik, iğne batmadık masallar! Oturup bunları dinlemekle kalkıp şu dünyayı dolaşmak bir bence…
Halka öğüt vermek amacıyla kaleme alınan Atebetü’l Hakayık’ta özellikle bilgi, dilin kullanılması ve akıl konuları üzerinde durulduğu görülmektedir.