Mithat Cemal Kuntay
“Üç İstanbul” yazarı Mithat Cemal Kuntay, 1885 yılında İstanbul’da doğdu. Baba tarafından İşkodralı, anne tarafından ise Tırhalalıdır. Aldığı iyi eğitim, gerek mesleği hukuk alanında, gerekse ilgi duyduğu yazın alanında gelişmesinin önünü açtı. “Milli Edebiyat” ve “Cumhuriyet Dönemi” diye adlandırılan ardışık iki gelişmenin içinde yer aldı. Türk geçmişinden, ekininden izler taşıyan koşukları, araştırma inceleme metinleri, özgeçmiş derlemeleriyle Türk yazınının gelişimine özgün katkıları oldu.
Mithat Cemal Kuntay, üç bölümden oluşan, ilk bölümünde 2. Abdülhamit, ikincisinde Meşrutiyet dönemlerini yazdığı betiğin üçüncü bölümünde Mütareke ve Cumhuriyet’in ilk yıllarını temel alır. Daha özgün tanımlamayla, İstibdat, Meşrutiyet, Mütareke yılları anlatılmıştır. Yazar, İstanbul’un bu üç ayrı bungun dönemini ve bu dönemlerdeki toplumsal, siyasal değişimleri bir kişinin yaşamı izleğinde öyküler. Dönemi yansıtan tarihsel gerçeklikler ışığında, güçlü tinsel çözümlemeler, ayrıntılı betimlemeler, Mithat Cemal’in Türk dilinin baylığında aldığı yolu sergiler. Öyküde, genç bir kişinin, ülküleriyle aktöreli başlayan yolculuğu, kentin durumuna koşut bir ilerleyişle baylaşmaya, yozlaşmaya, oradan çürümeye, çöküntüye uzanır; İstanbul gibi tüm değerler elden gider. Mithat Cemal Kuntay’ın tek uzun öyküsü “Üç İstanbul”, 1983 yılında TRT Kurumunca televizyon dizisi olarak da çekilmiştir.
Yazarlığının yanı sıra, “Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” dizeleriyle hemen anımsanan Mithat Cemal Kuntay, yazdığı koşuklarla da Türk yazınında iz bıraktı. “Türk’ün Şehnamesi” adını verdiği betikte, yazdığı seksen iki koşuğu topladı. Koşukları, gerek Osmanlı’nın son dönemleri, gerekse Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanılanlara ilişkin güçlü duygular, gözlemler içeren, yalın çığlıklardır. Yaşam öyküsünü yazdığı Mehmet Akif’in etkisinde olduğu görünen yazar, destansı, öğretici içerikli koşuklarıyla yurt sevgisini, geçmiş bilincini, baturluk duygularını öne çıkaran yapıtlar türetti.
Çağı geçmeyen aydınlardan Mithat Cemal Kuntay’ın “Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir. Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.” sözleri gibi pek çok düşüncesi günümüze de ışık tutuyor. Yaşanılanlar ozanın dizelerini doğruluyor; toprak eğer uğrunda çalışıp çabalayan, olursa yurt oluyor. Dizelerin iyesi Mithat Cemal Kuntay gibi aydınlığı görenlerin, gösterenlerin, bu uğraşa ortak olan, katkı sunanların çabalarıyla yurt da, yurttaş da esenliğe kolayca ulaşıyor.
Mithat Cemal Kuntay, yurdunu ve yurttaşını önceleyen ülküsüyle, Türk geçmişini, Türk ekinini öne çıkaran yapıtlarıyla, birikmiş değerlere bağlılığıyla, geleceğe ilişkin ufuk açıcı düşünceleriyle Türk yazınına önemli kalıtlar bırakan bu değerli Türk aydını, 1956 yılında İstanbul’da öldü..
Uzun Öykü
Üç İstanbul 1938
Özgeçmiş Betikleri
Mehmet Âkif – Hayatı, Seciyesi, Sanatı 1939
İstiklâl Şairi Mehmet Âkif 1944
İlkler ve Ötekiler 1944
Nâmık Kemal: Devrinin İnsanları ve Olayları Arasında (I-II-III) 1944, 1949, 1956
Sarıklı İhtilâlci Ali Suavi 1946
Mehmet Âkif, Hayatı-Sanatı-Seciyesi-Seçme Şiirleri 1948
İnceleme Araştırma Betikleri
Hitabet ve Münazara Dersleri 1913
İftira-yı Taassup 1913
Hitabet Dersleri 1914
Edebiyat Defteri 1915
Görmük Betikleri
Kemal 1912
Yirmi Sekiz Kanunuevvel (Çanakkale) 1918
Seçki Betiği
Nefaisi Edebiye (1913)
Çevirileri
Kamelyalı Kadın – Aleksandır Dumas 1937
Epikür’ün Bahçesi – Anatole France
Okur Görüşlerine Açık Sayfa