IV. Murat Tiyatro Oyunu Betiği
Ahmet Turan Oflazoğlu’nun tiyatro için yazdığı IV. Murat, TRT Kurumunca dizi film olarak çekildi ve televizyon izleyicisiyle de buluştu.
Ahmet Turan Oflazoğlu’nun tiyatro için yazdığı IV. Murat, TRT Kurumunca dizi film olarak çekildi ve televizyon izleyicisiyle de buluştu.
...Sıcak bir ağustos günüydü. Şehrin kenarındaki eve bir araba yanaştı. Arabadan inenlerden biri, babasını Meyirgül ablanın evine getiren Arman’dı. Evin önündeki elma bahçesini görür görmez Akılbek’in keyfi yerine geldi. Kalbi hızla çarpmaya başladı. Bir zamanlar içinde yaşadığı evi tekrar görmek nasip olmuştu. Zaman ne kadar da
Eskiden içecek suyu bulunmadığı için Bulgarların rağbet etmedikleri Deliorman havalisi, Türk köylülerinin kendi emek ve masraflarıyla muntazam su yollarına kavuştuktan ve bu suretle değerlendikten sonra buraya Bulgar köylülerinin akını başlamış ve Türk köylülerinin katlandıkları bu fedakârlık kendi felâketlerini hazırlayan âmillerden biri olmuştur.
Yorganın çeneye gelen tarafı biraz açılıp da ölünün kanlı ve korkunç bir yara ile delinmiş gırtlağı görünmeseydi, uyuyor zannedilebilirdi.
Tebriz Sarayı'ndaki serüven, tarihin karanlığına karıştı, sır oldu. Ama eski zengin Muhsin Çelebi; bu kaftan için girdiği borçları verip, çiftliğini, mandırasını, iratlarını rehinden kurtaramadı.
Bir zamanların genç, dinç, acar Neveser’i, bir zamanlar dilimli tentesini öylesine bir sevinçle çırpındırdığına, burnuyla yarıp köpüklendirdiği suları ta adının hizalarına kadar çıkarttığına bir eski deniz salnamesindeki fotoğrafı şahadet eden vapur, orada, insanların yattığı büyük bir mezarlığa baka baka, insanların kaderine benzeyen bir kaderle, çürüyüp gidecek.
Defter burada bitiyordu. Yalnız birkaç sahife ötede okunmayacak kadar karışık ve fena bir yazıyle şu satırlar vardı: “Zehrayı gördüm. Büyümüş hemen hemen bir genç kız olmuş. Dört seneden beri görmemiş olmama rağmen o kadar çocuğun içinde derhal bulup çıkardım.
Cahit Sıtkı ve Otuz Beş Yaş, birbirine karışmış iki ad… Birini anınca, ötekini hatırlamamak olanaksız. Bu kitap günümüz edebiyatının en çok tutulan, en çok sevilen yapıtlarından biri oldu.
Bu lirik ve titrek nağmeler, sadece yüreğimizi bir müzik tadiyle ısıtarak, okşayarak tatlı tatlı titretmekle kalmıyor; bizi âdeta, kendi dar kabuğumuzdan taşıran bir zevk ve heyecanla büyüleyerek türkülerden örülmüş renkli, sihirli bir âleme götürüyor..
Bir kabahat işliyormuş gibi çabuk ve sinirli hareketlerle çantasını tekrar açtı, biraz evvel aldığı bir buçuk lira yevmiye ile dünden kalan yirmi otuz kuruş parayı kızın avucuna sıkıştırdı. Sonra hiç arkasına bakmadan, yanı başında sessizce yürüyen garsonla beraber, çamurlu yollardan geriye, kendisini bekleyen han odasına döndü.