Preloader image
Title Image

BETİK DEĞİNİLERİ

bir varmış bir yokmuş - portreler

Bir Varmış Bir Yokmuş: Portreler

Âkif, boyu ortanın üstünde, siyah çenber sakallı, siyah, dolgun kaşlı, seyrek saçları makine ile kesilmiş, sağlam yapılı bir insandı. Yüzüne bakanın her şey aklına gelebilirdi: Evkaf kâtibi, Asmaaltında yağ tüccarı, sarığını yeni çıkarmış mahalle imamı, bağ, bahçe sahibi toprak ağası… Ama şair, asla!..

yaşar kemal

Üç Türk Söylencesi

Yazarın, kaynağı Türklerin yaşadığı yurtlarda olan bu üç söylenceyi, Türkiye’de bilinen kollarından derleyerek yazması; yayınevi yöneticilerinin de “Türk” yerine “Anadolu” adını öne çıkarması nedeniyle yapıtın adı, “Üç Anadolu Efsanesi olarak” yerleşmiş.

yusuf ziya ortaç

Sarı Çizmeli Mehmet Ağa

Sen, vatan haritası üstünde, yüzde seksen varlığınla hâlâ meçhul bir Sarı Çizmelisin, Mehmet Ağam! Ebesiz doğarsın, ilâçsız büyrsün, ve… doktorsuz ölürsün sen! Yayıktan aldığın bir tokaç tereyağ benim, folluktan aldığın iki yumurta benim, bahçenden topladığın üç beş avuç fındık benimdir.

aka gündüz

Bir Şoförün Gizli Defteri

İçimize dünyanın en büyük saadetlerinden biri daha doldu. Nasıl oldu? Nasıl gittik? Nerelerden geçtik? Neler gördük? Kimlerle konuştuk? Hiç farkında değiliz. Nihayet bir gece vakti deniz istikametinde bir kızıllık gördük. Ve Karşıyaka sahillerinden İzmir’e baktık. İzmir yanıyordu

Egri csillagok

Eğri Yıldızları

Evdeyken pek çok kez duymuşlardı Türk götürsün seni! bedduasını ve de tüyler ürperten Türk hikâyelerini; bu yüzden hiçbir gönül alma girişimi akıllarını çelemezdi. Ama Türk, boz atı götüreceğini söylediğinde Gergö çocuk kıpırdandı.

Şıpsevdi

Meftun Frenk hayranlığı hastalığına tutulmuş bir deli midir? Hayır göreceğiz ki o da değil… Bazı sınırlı zamanlarda akıllılık anları görülmesine bakılırsa seyrek nöbeti sıtma gibi aklı gelir gider takımdan olması pek mümkündür.

Uluç Reis Halikarnas Balıkçısı

Türk Gölü Akdeniz

Akdenizin yazarı diyebileceğimiz Halikarnas Balıkçısı, yapıtlarını öykü anlatıcılığı ya da roman yazarlığı gibi kalıplara sığmayan bir biçemle yazar.

Bir Hudut Oyunu

İhtiyar bir imparatorluğun yanı başında bulunuyorlar; onun bol meyvelerle ağır bir halde aşağı sarkan dallarına vakit vakit taş atmaktan hoşlanan yaramaz bir çocuk gibi hareket ediyorlardı.

ferhunde kalfa

Ferhunde Kalfa

Düğün günü bütün ev halkının ısrarına karşı koyamayarak süslendi, köşeye oturtuldu. İşte, nihayet işte gelin olmuştu! Fakat saçlarını sarı, sapsarı, sırma gibi yapamamış, yapmak istememişti. Çünkü onlar artık siyah değil, beyaz, bembeyaz, ipek gibi idi.