Atebetü’l Hakayık
Halka öğüt vermek amacıyla kaleme alınan Atebetü’l Hakayık’ta özellikle bilgi, dilin kullanılması ve akıl konuları üzerinde durulduğu görülmektedir.
Halka öğüt vermek amacıyla kaleme alınan Atebetü’l Hakayık’ta özellikle bilgi, dilin kullanılması ve akıl konuları üzerinde durulduğu görülmektedir.
Askerin çekilmesi bitince nereden çıktıkları belli olmayan manliherli Bulgarlar, Türk mahallelerinde gezinmeye başladılar. Şehrin Rum ve Bulgar olmayan kısmı derin bir sükût içinde uyuyordu. Bütün perdeler inmişti.
Uluğ Bey, tüm bilgileri güvendiği öğrencisi Ali Kuşçu’ya bıraktı. “Uluğ Bey’in Hazinesi“, Ali Kuşçu tarafından İstanbul’a getirildi; günümüzde gökbilimi ile ilgili alanda geçerli kaynak olma özelliğini sürdüren “Yıldızlar Betiği” ilk kez burada basıldı.
Osmanlının yıkılışını, Cumhuriyet’in kuruluşunu yaşamına sığdırmış, olağanüstü zamanların kuşağı içinde yer alan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun, ilk kez 1922 yılında, Varlık yayınevince yayımlanan, içerisinde yirmi sekiz öykü bulunan betiği sonra Birikim, İletişim yayınevlerince de basıldı.
bir kayadan köpük köpük dökülen bu havuzlara her rastlayışımızda önümdeki kız başını çevirmeden: “Buna Deli Büvet derler!” Yahut: “Buna Kunduzlu Büvet derler!” diye izahat veriyordu. Boğazın biraz genişlediği bir yere yaklaştığımız zaman, kulaklarımı müthiş bir gürültü doldurmaya başladı. Hacer: “Sutüven’e geldik!” dedi.
Meğer herif her yıl oraya gider ve boğulacak olan kuşlara gönlünü, kurtarıcı tünek edermiş. Pertavsızın ışığı bir noktada toplaması gibi, Ahmet de görmüş olduğu güzellikleri iç edip, kuşların imdadına koşuyordu…
Türk ve dünya okurları arasında, ""Kırgız" sözünün karşılığı gibi algılanan Cengiz Aytmatov‘un, yaşadığı gerçekliği kurguladığı yapıtlardan biri.
Bilgisizlerin korkularından yararlanmak isteyen, eksiklikleri üzerinden düzen kurup çıkar sağlayanların Osmanlı İstanbulundaki görünümleri, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Hakka Sığındık romanında, çarpıcı bir kurguyla anlatılıyor.
Tanabay ile onun atı Gülsarı izleğinde, Kırgız Türkleri özelinde, aslında Sovyetler döneminde yaşayan tüm Türk topluluklarının karşı karşıya bırakıldığı zorlu yaşamın nedenleri vurgulanıyor.
Türk yazının ilk üç büyük anıtını Köktürklerle Karahanlılarda buluyoruz: Orhon ve Yenisey yazıtları, Kutadgu Bilig ve Kitabı Divan’ı Lügati’t Türk.
Vazifeme sadığım. Fakat vicdanımı da çiğnemek istemem, kanun sizi tevkifimi emrediyor, vicdanım ıtlakınızı… Her ikisine de hürmetimi göstermek için şimdi makam-ı aidine istifanamemi takdim ediyorum.
"Şimdi işimiz daha karışık, daha zor ve daha pahalı değildir. Asıl sermaye büyük milli kurtuluş harbinin ahlakı, imanı, cesareti ve feragatidir."