Biz Osmanlı’ya Neden İsyan Ettik?
Birinci Dünya Savaşı’nda Halife tüm İslâm âlemini İtilaf Devletleri’ne karşı kıyama çağırdığı halde hiç biri kılını kıpırdatmadı.
Birinci Dünya Savaşı’nda Halife tüm İslâm âlemini İtilaf Devletleri’ne karşı kıyama çağırdığı halde hiç biri kılını kıpırdatmadı.
Biraz olsun bu yaban elden kurtulmak isteğiyle, tarihi bir kent olan Postdam’a gitmeye karar verdim. İyi ki de vermişim; neler gördüm neler…
Öyküleri ve romanlarıyla bilinen Bahaeddin Özkişi, yapıtlarında, öne çıkarmak istediği gerçekliği kurguladı. Toplumu ve onu oluşturan bireyleri etkileyen, kendiliğindenmiş gibi görünen kasıtlı dokunuşları öne çıkardı.
Mehmet Rauf, Yaşadığı dönemin tüm katmanlarına ulaşan gözlem ve yansıtıcı anlatım gücüyle Türk düşünce evrenine önemli baylıklar kattı.
Yapıtlarını okuyanların, Türk dilinin arı duru yalınlığıyla buluşmaları, kaçınılmaz olarak onun öykülerini beğenerek anlamalarının da yolunu açtı.
Yaşamı değerli kılan törenin izleri ve insan olmanın gerektirdiği davranışlar, Kuveloğlu'nun romanlarında öne çıkıyor ve neredeyse ana izleği oluşturuyor.
Tembel, işten kaçan ve işsizlikte mutluluğu bulan adamdır. Oblomov’sa hiçbir zaman işe giremeyen, işsizlikten de zevk alamayan bir adamdır.
Diyar-ı Dede Korkut romanında, dünün varsıl Türkçesinin unutulan, unutulmaya yüz tutan zengin hazinesi ışıl ışıl parlatılarak okurla buluşturulmuş.
Değişmez olan bir gerçek var: Hiç kimse önceden kaderini, başına gelecekleri bilemez; sadece hayat bunu gösterir. Kader, başka türlü nasıl olurdu ki?