Preloader image
İÇİNDEKİLER

EDE YAYINLARI

NEMAT KELİMBETOV

Kazak Romanı Ümit – Nemat Kelimbetov

...Sıcak bir ağustos günüydü. Şehrin kenarındaki eve bir araba yanaştı. Arabadan inenlerden biri, babasını Meyirgül ablanın evine getiren Arman’dı. Evin önündeki elma bahçesini görür görmez Akılbek’in keyfi yerine geldi. Kalbi hızla çarpmaya başladı. Bir zamanlar içinde yaşadığı evi tekrar görmek nasip olmuştu. Zaman ne kadar da

yaşar nabi nayır

Balkanlar ve Türklük – Yaşar Nabi Nayır

Eskiden içecek suyu bulunmadığı için Bulgarların rağ­bet etmedikleri Deliorman havalisi, Türk köylülerinin kendi emek ve masraflarıyla muntazam su yollarına kavuştuktan ve bu suretle değerlendikten sonra buraya Bulgar köylülerinin akını başlamış ve Türk köylülerinin katlandıkları bu fedakâr­lık kendi felâketlerini hazırlayan âmillerden biri olmuştur.

ziya osman saba

Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi

Bir zamanların genç, dinç, acar Neveser’i, bir zamanlar dilimli tentesini öylesine bir sevinçle çırpındırdığına, burnuyla yarıp köpüklendirdiği suları ta adının hizalarına kadar çıkarttığına bir eski deniz salnamesindeki fotoğrafı şahadet eden vapur, orada, insanların yattığı büyük bir mezarlığa baka baka, insanların kaderine benzeyen bir kaderle, çürüyüp gidecek.

reşat nuri güntekin

Acımayı Öğreten Öykü Acımak

Defter burada bitiyordu. Yalnız birkaç sahife ötede okunmayacak kadar karışık ve fena bir yazıyle şu satırlar vardı: “Zehrayı gördüm. Büyümüş hemen hemen bir genç kız olmuş. Dört seneden beri görmemiş olmama rağmen o kadar çocuğun içinde derhal bulup çıkardım.

eflatun cem güney

Sözler ve Sesler: Türk Halk Türküleri

Bu lirik ve titrek nağmeler, sadece yüreğimizi bir müzik tadiyle ısıtarak, okşayarak tatlı tatlı titretmekle kalmıyor; bizi âdeta, kendi dar kabuğumuzdan taşıran bir zevk ve heyecanla büyüleyerek türkülerden örülmüş renkli, sihirli bir âleme götürüyor..

hanende melek

Yeni Dünya ve Hanende Melek

Bir kabahat işliyormuş gibi çabuk ve sinirli hareketlerle çantasını tekrar açtı, biraz evvel aldığı bir buçuk lira yevmiye ile dünden kalan yirmi otuz kuruş parayı kızın avucuna sıkıştırdı. Sonra hiç arkasına bakmadan, yanı başında sessizce yürüyen garsonla beraber, çamurlu yollardan geriye, kendisini bekleyen han odasına döndü.